10 Aralık 2013 Salı

Zorunlu Askerlik Metaforu

"Günümüzde en büyük güç enerjidir. Yeterli ve dengeli enerji kaynaklarına sahip olmadan, hiç bir şekilde büyük ve güçlü bir ülke olamayız. Türkiye enerji konusunda çok kritik bir bölgede. Dünya'nın en eski ve önemli yerleşim bölgeleri olan ortadoğu-kafkasya-balkanlar üçgeninin tam ortasında. Bu üçgenin tüm kenarları, enerji sorununu çözmüş durumda. Komşularımızın çok önemli petrol, doğalgaz vesair hammaddeleri var. Bizim de bu sorunu çözmek için birşeyler yapmamız lazım. 

Ben elektrik mühendisiyim. Enerji alanında uzmanım. Şimdi şöyle yapıyoruz: Bundan sonra 20 yaşına gelmiş her Türk erkeği, 6-15 ay arasında, enerji santrallerinde ve buna destek veren yan kurumlarda çalışacak. Tabi bu işi mektebinde öğrenmiş olan biz mühendisler, fakülteden mezun olma yılımıza bağlı bir hiyerarşiyle sizin yöneticiniz olacağız. 

Tabi hepinizin bir santralde doğrudan çalışması mümkün değil. Bu önemli alanda yöneticilik görevini icra eden biz mühendislerin, bazı kişisel ihtiyaçları da var. Sosyal tesislerde dinlenmemiz, içinde bulunduğumuz stresli çalışma ortamından kendimizi uzaklaştırmamız gerekiyor. Buralarda da sizlerin görev alması lazım ki ülkemiz enerjideki açığını kapatabilsin. Tabi bu kadar insanı bir araya toplamaktan kaynaklı yeme-içme-temizlik-adli sorunlar-sağlık sorunları ve şu an saymakla bitiremeyeceğim onlarca yan ihtiyaç için de yine sizler bizzat çalışacaksınız. 

Durumu biliyorsunuz. Biz yöneticiler, ülke sorunlarının birinci dereceden muhatabı olduğumuz için biraz stresliyiz. Hakaretti, küfürdü, dayaktı... İnsan onuruna yakışmayan bu davranışlar, bu kutsal görev süresince normaldir. Kanıksayacaksınız.

Enerji işi malum, tehlikeli mevzu. Ünlü bir büyüğümüzün (başbakan mıydı o?) tabiriyle "yan gelip yatma yeri" değil. Nükleer tesisimiz mi var? Radyoaktivitesini kontrol etmek için bizzat sizi kullanacağız. Rüzgar türbinimiz mi var? Dişli sisteminin ve generatörünün tamirini, türbin kulesine bizzat tırmanmak suretiyle yine siz yapacaksınız. Biz beyin takımıyız, kendimiz girecek değiliz takdir edersin ki. E tabi radyoaktivite ve yüksek bir kuleye hiç bir tecrübe ve koruyucu ekipman olmaksızın tırmanmak, bir miktar riskli işler. Radyasyondan etkilenenler, kuleden düşüp ölenler ve tabi elektrik akımına kapılanlar muhakkak olacak. Sadakatini denemek veya seni cezalandırmak için eline iki tane kablo tutuşturup "bunları birbirine değdirme, yoksa ölürsün" gibi yaratıcı deneyler de yapabiliriz. Ama bir can dediğin nedir ki? Önemli olan ülkemizin büyümesi. Seni anan-baban bile düşünmeyecek. Biz toplumu o hale getireceğiz, merak etme. Cenazeni babana götürdüğümüzde, babanı öyle bir doldurmuş olacağız ki "iki oğlum daha var, onlar da feda olsun" diyecek. 

Gördüğün gibi fazla birşey değil. Bizi her gördüğünde selam vermen gerekiyor, emirlere sorgusuz itaat ve saygı önemli. Bunları hallettikten sonra, ülkemiz daha büyük, daha güçlü olacak bundan şüphen olmasın." 

desem, beni odunla döverler. Sanıyorum zorunlu askerlik özetle budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder